Kargı ve hayıt bitkilerinden yapılan bir çeşit büyük sepet diye tarif edilebilecek keletirler, nesillerdir günlük işlerimizi kolaylaştırmak için bizimle.
Geçmişte; tütün, zeytin, güğüm gibi yüklerimizi eşek sırtlarında taşımamızı sağlayan keletirleri aynı zamanda çamaşırları kuyu başlarında küllü su yöntemiyle yıkarken de kullanıyorduk.
Bu usulle çamaşır yıkayanların anlattığına göre, ilk önce “keletir” denilen küfenin (ağaçtan kova) tabanına bir bez serilir, çamaşırlar bu bezin üzerine konur, keletirin üstü sofra bezi ile kapatılırmış. Ardından beze odun külü konur ve üzerine sıcak su dökülürmüş. Bu şekilde sofra bezinden keletire sızan suyla çamaşırlar yıkanırmış.
Günümüzde ise; depo, bağ, bahçe ve tarlalarımızda hala kullandığımız bir ürün, keletir. Ancak ne yazık ki artık köylerimizde keletir yapan kalmadı. Dolayısıyla mevcutlar giderek değer kazanıyor.