Karanlık tema Aydınlık tema

Kısa süre önce, Barbaros Köyü’nde bir psikolojik danışmanlık ofisi açıldığını öğrendiğimde bu durumu bir hayli ilginç bulduğumu ve şaşırdığımı belirtmeliyim. Hatta bir köyde sunulacak en son hizmet olarak bile aklıma gelmezdi psikolojik danışmanlık. Böylece, ofisi açan kişiyle görüşüp merak ettiğim konuları kendisine sormaya karar verdim. Ofisi açan psikolojik danışman Dr. Barış Yaka, öğretim elemanı olarak görev yaptığı Ege Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Ana Bilim Dalından iki ay kadar önce kendi isteğiyle, erken sayılacak bir yaşta emekli olmuş. Hemen ardından Barbaros’ta psikolojik danışmanlık ofisini açma hazırlıklarına girişmiş ve kasım ayında hizmet vermeye başlamış. Esasen kendisi de Barbaroslu olan Dr. Yaka, Barbaros’u tercih etmesindeki başlıca etkenin bu bağ olmadığını belirtiyor. İlk anda epey ciddi bir kişi izlenimi veren Dr. Yaka’nın, tanıştıktan sonra aslında oldukça güler yüzlü ve samimi biri olduğu hemen anlaşılıyor. Bir öğleden sonra Kulika Kafe’nin ferah bahçesinde, sonbahar güneşi eşliğinde Dr. Yaka ile yaptığımız aydınlatıcı ve keyifli sohbetten önemli kısımları sizinle paylaşıyorum.

Akay: Bize biraz aldığınız eğitimlerden ve meslek yaşamınızdan bahseder misiniz?

Dr.Yaka: Peki, çok kısaca bahsedeyim. Lisans, tezli yüksek lisans ve doktora eğitimimin hepsi rehberlik ve psikolojik danışmanlık alanındadır. (Gülerek) Yani katıksız bir psikolojik danışmanım diyebilirim. Lisansımı, Orta Doğu Teknik Üniversitesinden (Ankara); tezli yüksek lisans ve doktora derecelerimi ise Ege Üniversitesinden aldım. Lisansımı aldığım 1997’den beri psikolojik danışma alanında hem uygulayıcı hem de araştırmacı olarak, insanlara psikolojik açıdan yardımcı olmaya çalıştığımı söyleyebilirim.

Akay: Yakın zamana kadar, en iyi devlet üniversitelerinden birinde akademisyendiniz. Üniversitedeki görevinizden ayrılıp serbest psikolojik danışmanlık yapma fikri nasıl oluştu? Bu, bakıldığında büyük bir risk de içeriyor.

Dr. Yaka: Üniversitede araştırma yapmak ve alanımdaki birikimimi gençlere aktarmaktan elbette memnundum, üstelik üyesi olduğum fakültedeki arkadaşlarımla, hocalarımla ve öğrencilerimle de ilişkilerim son derece iyiydi, elbette hâlâ da iyi. Ancak kısaca, özellikle son yıllarda ülkemizde üniversitelerin genel olarak içine sokulduğu durumdan pek hoşnut olmadığımı belirtebilirim. Üniversitelerde oluşturulan yaygın iklim; araştırma ve yayın yapmak, lisans ve lisansüstü düzeylerde öğrenci yetiştirmek de dâhil birçok faaliyeti, büyük ölçüde sadece niceliği artıracak yüzeysel bir şekilde gerçekleştirmeyi beslemektedir. Ben de bu durumdan uzun zamandır rahatsızdım. Serbest psikolojik danışmanlık yapmayı istememin bir diğer önemli nedeni de bu işi sevmemdir. Lisans eğitimimi tamamlayıp mesleğe başladığım andan itibaren bir uygulayıcı olarak çeşitli ortamlarda gençlere ve özellikle de yetişkinlere zaten psikolojik danışmanlık yapıyorum. Mesela, Ege Üniversitesinden önce birkaç yıl Millî Eğitim Bakanlığı İzmir (Konak) Rehberlik ve Araştırma Merkezinde de psikolojik danışman olarak çalıştım. Bireylerin ve ailelerin hayatlarını psikolojik açıdan desteklemeyi, geliştirmeyi, onlara yardımcı olmayı çok anlamlı ve tatmin edici buluyorum. Ancak, bir kurum çatısı altında olmadan bağımsız ve yoğun bir şekilde hem araştırmak, yazmak hem de psikolojik danışmanlık yapmak hep hayallerimden biriydi diyebilirim. Bunu şimdi Barbaros’ta gerçekleştirmeyi umuyorum.

Akay: Size sormak istediğim konulardan biri de buydu. Neden İzmir’in merkez ilçelerinden birinde değil de Urla’nın uzak bir mahallesinde, Barbaros Köyü’nde ofis açıyorsunuz? Sizi buraya çeken şey nedir?

Dr.Yaka: (Gülerek) Ofisimi burada, Barbaros’ta açmaya karar verdiğimden beri çevremdeki hemen herkes bu soruyu soruyor. Hatta “Köyde psikolojik danışmana kaç kişi gelir ki?” diyenler oluyor. Ben Barbarosluyum hem anne hem de baba tarafım buralı; babam, abim ve başka birçok akrabam burada yaşıyor. Bu girişimimde onların da ciddi bir desteği var elbette, ancak yer konusundaki nedenlerim, buralı olmamdan daha geniş. Şöyle ki öncelikle, aslında sizin de bildiğiniz üzere, Barbaros Köyü; Çeşme, Alaçatı, Ildırı, Urla, Balıklıova, Mordoğan ve Karaburun gibi birçok önemli yerleşim ve tatil merkezinin yollarının kesiştiği bir noktada bulunuyor ve buraya ulaşmak oldukça kolay. Yaklaşık son on yıldır da hem Barbaros’a hem de Urla Yarımadası ile Karaburun Yarımadası’nın tamamına Türkiye’nin büyük şehirlerinden çok büyük bir rağbet var ve bölgede nüfus hızla artıyor. Ayrıca, özellikle buralı olduğum için söylemiyorum, Barbaros’un insanları da oldukça iyidir ve dışarıdan gelenlere genel olarak kendilerini pek yabancı hissettirmez, sıcak yaklaşırlar. Bunların yanı sıra, Barbaros hem içinde yer aldığı doğal güzellikleri hem de henüz kaybetmediği mimari dokusu ile insanların sakinlik, huzur bulabileceği ve yaz kış gelip zihnini boşaltabileceği bir yerdir. Dolayısıyla, danışanlarımın benimle yapacakları oturumların öncesi veya sonrasında, Barbaros Köyü’nün içinde veya dışında birtakım aktiviteler gerçekleştirebileceğini, böylece evlerine daha ferahlamış ve yenilenmiş bir şekilde dönebileceklerini düşünüyorum. Barbaros Köyü ile ilgili sıraladığım bu özellikler, İzmir’in merkezinden ayrılıp buraya yerleşme ve ofisimi de burada açmamın önemli nedenleri arasında yer almaktadır. Danışanlarımın da bölgenin saydığım özelliklerinden faydalanacağını umuyorum.

Akay: Bir de şunu merak ediyorum, tabelanızda “Eos Psikolojik Danışmanlık” yazıyor. Ne demek “Eos”, mutlaka bir anlamı vardır, değil mi?

Dr.Yaka: Ofisim için kendi ismimin yanında genel bir isim ararken, yaptığım işin anlamını yansıtan bir isim, kavram bulmak istiyordum. Ben bu coğrafyanın hikâyelerine, efsanelerine de biraz meraklıyımdır. Anadolu mitolojisini de karıştırırken, çok bilinmeyen “Eos”a rastladım. Eos; Anadolu mitolojisinde, Güneş Tanrısı Helios ile Ay Tanrıçası Selene’nin kardeşidir ve yeni başlangıçların koruyucusu “Şafak Tanrıçası”dır. Eos, yani şafak, mitolojide de bizim kültürümüzde de karanlıktan aydınlığa çıkmanın, feraha ermenin, yeni umutların, yeni bir güne ve hayata başlamanın, tazelenme ve yenilenmenin simgesi olarak kabul edilir. Dolayısıyla bu simgenin hem benim Barbaros’taki yeni hayatım hem de benden yardım ve destek alacak danışanlarımın yeni başlangıçları için uygun ve anlamlı olacağını düşündüm.

Akay: Gerçekten çok güzel bir isim bulmuşsunuz. Psikolojik danışman olarak burada ne tür hizmetler veriyorsunuz? Belirli projeleriniz, planlarınız var mı, bundan sonra neler yapacaksınız?

Dr.Yaka: Elbette kafamda birtakım fikirler, planlar var. Bunların dışında örneğin kaygı, korku, panik, stres ve öfke gibi duygular ile ilgili sorunlarda, duygu durum sorunlarında ya da eşle/sevgiliyle anlaşamama, sadakatsizlik, aile içi şiddet, boşanma/ayrılık gibi evlilik/ romantik ilişki sorunlarında “bireysel psikolojik danışmanlık” ile “çiftlere ve ailelere psikolojik danışmanlık” hâli hazırda sunduğum başlıca hizmetlerdendir. Ayrıca çiftlere yönelik, eşler arası ilişki zenginleştirme konusunda psikoeğitim vermek; boşanma ayrılıkla baş etme, kişiler arası ilişkileri geliştirme gibi konularda psikolojik danışma grupları kurup yönetmek; psikolojik danışma ile ilgili daha çok eğitici nitelikte bazı atölye çalışmaları gerçekleştirmek gibi planlarım var. Bunların yanında, insan ilişkileri ve iletişim; ruh sağlını korumak gibi konu- larda söyleşiler, eğitimler düzenlemek de yapmak istediğim çalışmalar arasında yer alıyor.

Akay: Bu söyledikleriniz oldukça anlamlı ve cazip görünüyor, umarım hepsini gerçekleştirme imkânı bulabilirsiniz. Biz de gelişmeleri heyecanla takip edeceğiz.

Röportaj: Büşra Akay

Bir cevap yazın
İlgili makaleler