Uzunkuyu Köyü’nde yaşayan Sadık Kocaman, kendi arazisinde yetiştirdiği ürünlere olan talebi karşılayamadığını söylüyor. Sadık Kocaman, yaptığımız röportajda sorularımızı şöyle yanıtladı:
Tarıma olan ilginiz nereden geliyor?
Tarıma karşı ilgim doğuştan geliyor diyebilirim. Çocukluğumdan beri tarımın içindeyim. 26 sene boyunca özel bir şirkette çalıştım. Bu süreçte her hafta sonunu bahçede geçirdim. Emekli oldum ve artık hep bahçedeyim.
Üretimi yalnız mı yapıyorsunuz? Belli bir üretim metodunuz var mı?
Bana toprak sevgisini aşılayan kişi annemdir. Uzunkuyu mahallesinde kendime ait 22 dönümlük bir arazinin 18-19 dönümüne her yıl düzenli olarak ekim yapıyorum. Çiftçiliği burada annemle sürdürüyoruz. Elimizden geld- iğince iyi tarım yaptığımızı ve bu anlayışı savunduğumuzu söyleyebilirim. Kurulu bir seram yok. Mevsiminde, o mevsimin ürününe göre ekim yaparak tüm yıl üretimimi sürdürüyorum.
Hangi ürünleri yetiştiriyorsunuz?
Zeytin, badem, ıhlamur, kiraz ağaçlarım ve bağım mevcut. Bunların yanı sıra buğday, soğan, pancar, bamya, domates ve özellikle de börülce yetiştiriciliği yapıyorum. Yetiştirdiğim ürünlerden salça, turşu ve tarhana üreterek onların da satışını yapıyorum.
Ürünlerinizi ne şekilde pazarlıyorsunuz? Talepten memnun musunuz?
Ürünlerimi genel olarak arkadaş çevreme, tanıdıklarıma perakende satış ile elden teslim ediyorum. Talep çok oluyor ve maalesef yetişemiyorum. Kendi bahçemde üretim yaptığım için kira bedelim olmuyor ve bu sayede kazancım da fazla oluyor.
Üretim faaliyetleriniz ile ilgili bir planınız var mı?
Üretim hacmimi yükseltmek istiyorum. Ayrıca köyümüzde kurulan pazaryerinde de satış yapmayı planlıyorum.
Tarım ile ilgilenenlere ne söylemek istersiniz?
Pazarınızı oluşturduğunuzda, planlı ve istikrarlı çalıştığınızda tarımdan yüzünüz gülüyor. Bunun için de başlamak bitirmenin yarısıdır derim. Bir şekilde herkesin üretime destek olmasını ve toprak ile uğraşmasını diliyorum.
Röportaj: Büşra Akay